Mikroskoplar Prof. Dr. Mustafa Arda
Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi 01. Genel Bilgiler 01. Genel Bilgiler Mikroorganizmalar gözle görülemeyecek kadar küçük varlıklardır. İnsan gözü 200-250 mikrometreden yukarı olan büyüklükteki objeleri görebilir. Bu limitlerin altındakileri görülemez Mikroorganizmaların boyutları ise, 0,1-10 nm arasında değişir. Bu nedenle, mikropları görmede ve bunlar hakkında bilgi edinmede özel ve büyütücü aletler kullanma zorunluluğu vardır. Kullanılan ilk büyüteçlerin, büyütme kapasiteleri 10 x ile 20 x arasında olduğu bilinmektedir. Hollandalı bir gözlükçü olan, Zaccharias Janssen (1590), ikinci bir mercek kullanarak objeleri 50 x veya 100 x büyütebilmeyi başarmıştır. Galileo (1610), daha g elişmiş bir alet (mikroskop) yapmıştır. Kepler (1611), iki mercek yardımıyla çalışan ve Robert Hooke ( 1635-1703) 200 x büyütebilen mikroskobu yapmışlardır. Antonj van Leeuwenhoek (1632-1723), yaptığı ve 300 x dan daha fazla büyütebilen mikroskobu ile tükürük, biber infüsyonu, mantar, yaprak, vs. maddeleri inceleyerek, bunlarda bulunan mikropları görmüş şekil ve hareketlerini çizmiştir.Bu tarihlerden sonra mikroskoplar daha da geliştirilmiş bu büyütme kapasiteleri artırılmıştır. iki mercekli oküler Huygens (1684) ve akromatik objektif ve kondansatör de Abbe (1840-1905) tarafından yapılmış ve pratiğe konulmuştur. Günümüzde çeşitli amaçlar için yapılan mikroskoplar başlıca 5 temel bölüme ayrılırlar. 1- Işık mikroskopları, 2- Karanlık saha mikroskopları, 3- Fluoresens mikroskopları, 4- Faz-kontrast mikroskobu, 5- Elektron mikroskopları. 02. Işık Mikroskobu Laboratuvarlarda genel amaçlar için her zaman kullanılan ve büyütme kapasitesi 1000-3000 arası olan mikroskoplardır. Bu tür mikroskoplar başlıca 3 kısımdan oluşmaktadır. 1- Optik kısmı, 2- Aydınlatma kısmı, 3- Mekanik kısım. 02.01. Optik Kısım Optik kısım, mikroskobun objeleri büyüten en önemli bir bölümü olup objektif ve okülerden teşekkül eder. a) Objektifler: Çeşitli büyütme kapasitelerine sahip olan objektifler birçok mercekten meydana gelmiş olup kapalı bir madeni sistem içinde bulunurlar. Objektifler büyütme amacına göre 4 veya 5 adet olabilirler. Optik kısmın objeye en yakın bölümünü oluşturan objektifler, mikroskop tüpünün altına yerleştirilmiş ve orta eksen etrafında dönebilen bir tablaya (rovelver) vidalanmışlardır. Üzerlerinde büyütme oranlarını bildiren, I0 x, 20 x, 40 x, 90 x, veya 100 x gibi rakamlar ile her objektifin numerik açıklığını (NA) ifade eden 0.30, 0.75, 1.00 ve 1.25 gibi sayılar bulunur. Objektifler, akromatik, fluorit, semiapokromatik ve apokromatik olmak üzere başlıca 4 türdür. Bu ayrım, bünyelerinde bulunan merceklerin yapılış ve diziliş özelliğine göre yapılmıştır. Çünkü, bir objektif 4-8 adet çeşitli tipteki merceklerin kombinasyonundan oluşmaktadır. En basit ve ucuz olan akromatik türde olan objektiftir ve bu genel amaçlar içinde yeterli görev yapar. Apokromatikler, çok önemli veya kritik çalışmalar için tercih edilirler.Objektiflerin amaçları, 1- Objenin herhangi bir yerinden gelen ışınları birleştirmek, 2- Bu ışınları odak noktasında toplamak ve 3- Odak noktasında oluşan imajı büyütmektir. Mikroskobun büyütmesi, objektifler üzerindeki numaralar (10 X, 20 x, v.s....) ile oküler üzerindeki sayıların (5 x, 7 x ,10 X ,....) çarpımına eşittir. Eğer objektif 100 X ve oküler 10 x ise objenin büyümesi 100 x 10 = 1000’dir.b) Okülerler: Optik kısmın gözle bakılan ve tüpün üst kısmına konulan parçasını oluşturur. Okülerde de, büyütmelerine göre numaralar (5 x, 7 x, 10 x, 15 x, 20 x, 25 x ) bulunur. Okülerlerin görevi objektif tarafından oluşturulan obje imajını büyütmek ve objektifin bazı hatalarını düzeltmektir. Bu amaçları kapsamak üzere çeşitli türde (huygenian, hiperplane ve düzeltici oküler) okülerler imal edilmiştir. Okülerle r genellikle 2 ve bazen 3 mercekten oluşurlar.Bazı mikroskoplarda tek gözle bakmaya yarayan bir oküler (monoküler) bulunmasına karşın, araştırma mikroskoplarda genellikle iki gözle bakmaya yarayan çift oküler (binoküler) bulunur. Bu sonuncu sistemde, objektifken geçen ışınlar prizmalar yardımıyla 2 göze taksim edilirler. Binoküler sistem başlık, sağa sola dönmesi ve eğik olması nedeniyle de, monoküler sisteme oranla, daha rahat ve kolay bir bakış sağlar. Bazı binoküler başlıklarda, fotoğraf makinesi yerleştirmek için üçüncü bir tüp daha bulunur. Ancak, monoküler sisteme uyabilen mikrofoto başlıkları da vardır. Bazılarında da aynı anda iki kişinin bakabileceği tertibatlar bulunmaktadır. Büyütme: Bir mikroskobun büyütmesi, I- Objektifin fokal uzunluğu, 2- Okülerin büyütme kudreti ve 3- Optikal tüp uzunluğuna bağlıdır. Objektifin büyütmesi şu şekilde hesap edilebilir: Objektifin büyütmesi = (tüp uzunluğu) / (objektifin fokal uzunluğu) Objektifin fokal uzunluğu 16 mm ve mekanik tüp uzunluğu 160 mm ise, objektifin büyütmesi = (160) / (16) = 10 olur. Objektifin fokal uzunluğu 4 ise, 160 /4 = 40 'dır. Objektifin fokal uzunluğu 2 ise, 160/2 = 80 'dir. Okülerin büyütmesi, genellikle üzerinde yazılmıştır (5x, 7x, l0x, 12x, 15x, 20x). Mikroskobun toplam büyütmesi = (Tüp uzunluğu) x (oküler büyütmesi) / (objektifin fokal uzunluğu) veya = objektif büyütmesi x oküler büyütmesidir . Numerikal apertür (NA): Bir mikroskobun numerikal apertürü, bunun resolusyon kuvvetinin bir ölçüsünü ifade eder. Bu açıklık ne kadar fazla olursa resolusyon kudreti de (birbirine çok yakın iki noktayı ayırma kabiliyeti) o kadar fazla olur ve obje ince ayrıntısına kadar görülebilir. Numerikal apertür bir merceğin çapının kendi odak uzaklığına olan oranı olarak ta tanımlanabilir ve aşağıdaki matematiksel formülle ifade edilir. NA = n.Sin U Bu formülde, n: obje ile objektif arasındaki ortamın kırma (refraksiyon) indeksi; U: objenin orta noktasından çıkarak göze kadar gelen ekstrem ışınların arasındaki açının yarısıdır. NA, büyüdükçe birbirine çok yakın iki cismi ayırma kabiliyeti de artar. Bir objektifin kalitesi, oluşan imajın parlaklığı ile resolusyon ve NA ile ilişkilidir. Numerikal apertürü büyük olan (1.0-1.2-1.3) objektifler sedir yağı ile birlikte kullanılır ve bu nedenle de immersiyon objektifi (90 x ve 100 x) diye de adlandırılırlar. İmmersiyon objektifi ile çalışmada obje ile objektif arasına sedir yağı konur. Sedir yağının kırma (refraksi yon) indeksi (1.535), lâmınki ile yakın değerde olduğundan, kondansatörden gelerek lâmdan geçen ışınlar tekrar kırılmadan sedir yağından düz olarak geçerek objektifken içeri girerler. Eğer sedir yağı kullanılmazsa, obje ile objektif arasında hava bulunacaktır ki bunun kırma indeksi 1.00 olduğundan lâmdan geçen ışık, objektife girmeden tekrar yanlara doğru kırılacak ve objektife az ışık girecektir. Bu da iyi ve net bir görüntü sağlamaz. Sedir yağı kullanılınca çok daha aydınlık bir saha elde edilir. Sedir yağı gibi kullanılabilecek diğer sıvılar arasında, balsam 1.524, euparal 1.483, gliserol 1.460, su 1.334 vardır.Resolusyon: Bu terim, birbirine çok yakın olan iki cismin bir mercek tarafından ayırt edilebilme kabiliyetini ifade eder. Resolusyon aynı zamanda, ışığın dalga uzunluğu ve NA ile de ilişkilidir. Işığın dalga uzunluğu ne kadar kısa ise objektif daha ayrıntılı ve net görüntü verir. Bu nedenle, dalga uzunluğu daha küçük olan UV ışınları (görülebilen ışınların yarısı kadar) ile daha büyük NA = 2.5 eld e edilebilir. Elektron mikroskopta kullanılan elektronların dalga uzunluğu, görülebilen ışınların I /100.000 olduğundan bu mikroskopla, ışık mikroskobunun 250 katı NA elde edilebilir.02.02. Aydınlatma kısmı Aydınlatma bölümü, lâm üzerine konan objeyi aydınlatmak için
ışık kaynağı, bu ışığı obje üzerine doğru yansıtan veya yönelten ayna ve
ışığı obje üzerinde toplayan kondansatörden oluşur. Mikroskopta mekanik kısım oküler ve objektifleri taşıyan tüp (bazı mikroskoplarda bu tüp kısmı çok daha kısa bir şekilde bulunur), mikroskobu tutmaya yarayan kol, preparatı koymak için tabla ve mikroskobun sağlamca oturmasını sağlayan ağır bir ayak (taban) oluşturur. Ancak, bu sayılan kısımlar mikroskop türlerine göre az çok değişiklik gösterirler. Mikroskop tüpü, bir makrometre ile yukarı ve aşağı inip çıkabilir bir yapıya sahiptir. Genellikle iç içe geçebilen iki tüpten oluşur. Üst ucunda oküler ve alt ucunda da rovelver ve buna takılmış objektifler bulunur. Mikroskop tüplerinin toplam uzunluğu genellikle 160 mm. kadardır. Mikroskopları tutmaya ve kaldırmaya yarayan kol yarım ay veya düz bir şekilde olabilir. Bunun üst ucu tüpün gövdesine alt ucu da mikroskop tablasına bağlanmıştır. Kol ile ayak kısmını birleştiren eklemden mikroskop eğilebilir. Aynı zamanda makro ve mikrometre düğmeleri de kol üzerinde bulunurlar. Mikroskop tablası yuvarlak veya dört köşe olup üzerine obje konur. Bazılarında tabla, yanlardaki düğmeler tarafından hareket ettirilmesine karşın bir kısmında da sabit olup, objeyi hareket ettirmek için özel sürgü (şaryo) tertibatı bulunur. Bazı mikroskoplarda tabla sabittir, bir kısmında da aşağı yukarı inip çıkabilir (mi krofotolu mikroskoplarda, bazı binokuler mikroskoplarda, vs).Mikroskop at nalı, oval veya düz ağır bir ayakla (taban) sağlam olarak masa üzerine konulur. Bazı mikroskoplarda ayak içinde aydınlatma ve ayna tertibatı bulunur. 02.04. Mikroskobun Bakımı ve Kullanılması Mikrobiyoloji laboratuvarlarında, mikroskoplar en fazla kullanılan malzemenin başında gelen ve bakımının titizlikle yapılması zorunlu olan bir laboratuvar aracıdır. Mikroskopların uzun ömürlü ve devamlı kullanılabilir bir durumda olabilmesi, bunların bakım ve iyi idare edilmesine bağlıdır. Bunun için: 1- Muayeneye başlamadan önce, mikroskobun optik parçalarının
sağlam, tozsuz ve lekesiz olduğuna dikkat edilir. Optik kısım üzerindeki toz ve
lekeler mercek kâğıtları veya ince tülbentle silinerek giderilir. Objektif ve
kondansatörün üst merceği üzerinde kurumuş sedir yağı lekesi, ksilola
batırılmış tülbentle silinir ve hemen kuru tülbentle veya mercek kâğıdı ile de
kurulanır. 02.05. Bakterilerin Ölçülmesi Mikroorganizmaların boyutlarını
ölçmede, biri oküler mikrometre ve diğeri de stage (objektif) mikrometre olmak üzere
belli aralıklarla çizgilere sahip olan iki tane özel ölçek kullanılır. Mikropların
boylarını ölçmede aşağıdaki gibi hareket edilir: 03. Karanlık Saha Mikroskobu Bu mikroskop, özellikle, spiroketaları görmede ve hareket muayeneleri yapmakta kullanılmaktadır. Özel kondansatörler (abbe, parabolit veya kardioid kondansatörler) yardımıyla sağlanan karanlık sahada, alttan gelen ışık, kondansatörün ortasındaki siyah ışık geçirmeyen bir bölge nedeniyle yanlarından girerek preparat üzerine gelir. Bu sistemde ışık tüp (veya objektif) içine girmez yanlara dağılım gösterir. Ancak, karanlık alanda bulunan mikroorganiz ma, v.s. nin yansıttığı ışık, muayene eden şahsın gözüne ulaşır. Bunun sonunda mikroorganizmalar parlak, saha ise karanlık görülür.Karanlık alan oluşturmak için yapılmış kondansatörler, normal ışık mikroskobuna monte edilerek kullanılırlar. En çok kullanılan karanlık alan kondansatörü abbe tipidir. Parabolit tipi kondansatör immersiyon sistemi ile birlikte kullanılır. Yani kondansatörle lâm arasına sedir yağı veya gliserin konur. Karanlık saha muayenelerinde kullanılan immersiyon objektifinin NA.’sı 1.0’den küçük ve ışık kaynağının da kuvvetli olması iyi bir görünüm için gereklidir. Ancak, kuru sistem objektiflerle de (NA: 0.3-0.65) çok iyi görünümler elde edilebilir. Karanlık saha muayeneleri için aşağıdaki tarzda preparat
hazırlanmalıdır : 04. Faz-Kontrast Mikroskobu Bu tür mikroskoplarla canlı mikrop, hücre, v.s. içindeki çeşitli organizasyonları, oluşturdukları ayrı kontraslarından yararlanarak tanımlamak mümkün olabilmektedir. Bu nedenle de faz-kontrast mikroskoplar genel biyolojik amaçlar için çok fazla kullanılmaktadır. Normal ışık mikroskopları da bazı değişikliklerle faz-kontrast
haline getirilebilir. Bunun için: 05. Fluoresens Mikroskobu Bazı maddeler (uranyum cevheri, uranyum camı, yağ damlacıkları, aesculin solusyonu, kinin sülfat, çeşitli boyalar, v.s.) ultraviole ışınlarına maruz bırakılırsa ışıklı hale gelirler. Eğer, dokular hücre veya bakterilerle fluoresens boyalarla boyanırlarsa ve UV-ışınları altında mikroskopta incelenirse, ışık saçan parlak cisimcikler halinde görülürler. Bu amaçla kullanılan boyalar; auramin O, acridin orange R, berberin sulfat, primulin, thioflavin S, trypaflavin, thiazo-sarısı G, corifosfin O, fluorescein, rheonine A, rhodamine B, morin, v.s.dir.UV-ışınları ile çalışırken gözü korumak için özel opak filtreler kullanılır. Diğer bir filtre sistemi de UV-ışınları veren kaynağın (genellikle cıva lâmbası) önüne konur. Bu filtreler sadece UV-ışınlarını geçirir. Bazı mikropların (M. tuberculosis gibi) fluorokrom maddelere karşı özel affinitesi vardır. Bu boya etkenin etrafındaki balmumu benzeri madde ile kolayca birleşir. Bu nedenle de çabuk teşhiste işe yarar. UV-mikroskobu olarak normal ışık mikroskobundan yararlanılabilir. Muayene için karanlık oda tercih edilir. Preparat üzerine herhangi bir sıvı madde (sedir yağı gibi) konmaz. Çünkü, bu fluoresans verebilir. Görüntü, normal ışık mikroskobundan daha büyük olur. İmmun fluoresens: Bu teknikte serumun gama globulinlerindeki antikorlar özel boyalarla (fluorescein isothiocyanate ve lissamine rhodane B (RB1200) boyanır ve sonra preparat üzerine konur. Antijen antikor birleşmesinden yararlanılarak, antijenle birleşen boyalı antikor, UV-ışınları altında parıltılar gösterir ve bilinmeyen mikroorganizma teşhis edil ir.06. Elektron Mikroskop Elektron mikroskoplar, mikrobiyolojik alanda çok kullanılan ve geliştirilmiş bir mikroskop türleridir. Ancak yapısının komplike olması, preparatın hazırlanması ve mikroskobun kullanılması gibi özel güçlükler yanı sıra çok pahalıdırlar da. Elektron mikroskopla her türlü mikroorganizmayı ve hücreyi incelemek ve ince yapısı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Bu mikroskopta kullanılan elektronların dalga uzunluğu, normal ışığınkinden 100.000 defa daha kısa olması, resolusyonun ve büyütmenin çok fazla olmasına temel teşkil eder. Resolusyon kudretinin ışık mikroskobundan 100-250 defa daha büyük olması büyütmeyi 60.000-100.000’e çıkarır. Özel ilave büyüteçle 250.000-500.000 büyütebilecek duruma getirilebilir. Işık mikroskobunda 200-250 nm boyutlarında olanlar, ultraviolet mikroskobu ile de 75-100 nm büyüklüktekiler ve elektron mikroskopta ise bunlardan çok daha küçük olanlar (5-10 nm) görülebilirler. Elektron mikroskop ile ışık mikroskopları arasındaki temel farklar, bunda ışık kaynağı yerine dalga boyu çok kısa olan elektronlar ve cam mercekler yerine de elektromanyetik kondansatörlerin kullanılmasıdır. Elektron mikroskobun önemli kısımları şöyledir: Tungusten tel flamentinden oluşan ve elektron verebilen bir kaynak ve bunun altında katot levhası bulunur. Katottan yüksek bir hızla çıkan elektron demeti, elektromanyetik kondansatörler arasından geçer. Kondansatörler yayılan elektronları toplar ve görüntüyü büyütür. Böyle objenin hayali, her kondansatör tarafından büyütülür. Son kondansatörde 300-500 defa büyütülerek imaj mikroskobun alt kısmında ve eğik olarak yerleştirilmiş fluoresent ekran üzerine yansır ve obje görülür. Ayrıca, dışarıda bulunan özel büyüteç (binokular) ile de objenin görüntüsü fazlaca büyütülebilir. Obje göründükten sonra uygun bir saha bulabilmek için mikroskobun dışındaki özel düğme veya kollarla alan değiştirilebilir. Resim çekmek için özel tertibatı vardır.Preparatın hazırlanması için şöyle hareket edilir (AEG Elektron
mikroskobu için): Bütün mikroskopların şekil ve yapılarında çok köklü değişiklikler yapılarak daha iyi, net ve ayrıntılı görüntüler elde edilmiştir. 1 Kaynak: Temel Mikrobiyoloji |